Ekstaziye Ağıt
- Grunge Poetry | Şiir
- 28 Şub 2020
- 2 dakikada okunur
sallanan vakur bıngıldağım
ısındığım kısık aşk
tenimdeki kişilik bozukluğu
sırıtıyor yapıştırmaktan gına getiren ayna
avunuyorum, harcıyorum kendimi
uyuşuk maddeler hizasında
oysa ben oysa
ne cevherleri mücevher yapacak gözleri turkuaz
tüm sarışınlığımla şezlongun arasına kaçtığım yıllar
zor ama artık zor
tekrar öğrenemem matematik
yazıyı keşfedemem vodkalı bir ateş başında
kokmam heyecan, terleyemem gençlik
uçak kaçıramam, kiralayamam merkürden ev
çemberimi hizaya çeken gölge
devri sabırsız bir bilmece
parmaklarımdaki leke
ve tıpkı hâlâ
o transastik ekstazi şarkılarındaki
‘bak topluyor meyveleri’ sürç göndermeleri
nereye getirdin hayat, böyle gecelerde
bana neyi benzettin?
ama gelişigüzel kapatmayacağım seni
kibrini de seveceğim
gidişin de gelişin gibi güzel olsaydı keşke
daha balçığında güneşlenecektim
ayaklarım baş olmayacak hiç
kaderin aşırı keder koması geçirdiği
çorabı içine kaçmış çağ
tüm mitolojiler dost koldan taklaya getirecek
bunu diyor jumanji
mensubu olduğum tarikatin takati kalmamış direnmeye
bu sokaklar ve gece ruhumun vestiyeri
sen, bu şehri şimdi terketmemenin vücutlaşmış hali
sabıkaların kayıt dışı, patikan kükremeli
öyle birdenbire oluvermenin kendisi
dikiş kotamız aşıldı
sevimsiz bırakıldık haylazca
mevsimine küskün, kişisel buhranların tecritinde
üttüler en kadife hayallerimizi
yetmedi musallat oldular sokakta bile gezmeye
ve bakınız ülkeyi bir domuz yönetmekte
nice domuzluklar peşinde yemediği halde
açık bir enkaz, konforu ve korkuyu
salt saltanat bilen üvey baba
merhamet yok, yok iyilik
oyuncak olmuş sallanıyor ellerinde gençliğimiz
ip ip dizilmişiz
double düşüşteyiz
bitmiyor molalayacak koyun arama telaşımız
terliyor hızlandırılan serotoninden tenim
sık sık, inceldi tavşan dişlerim
artık birinin anaçlığı kondomun yırtılma ihtimali korkusu ayarında rol alabilirmiş gibi en fazla
sonra yorulacağız düşüşün de kalitesini kovaladığımız olacak
saymaktan geliyoruz girdiğimiz koyunları
ayılıp bayılıyoruz afkurduğumuz merkezden
boğuşuyoruz hırslarımızı karşılayacak enerjiyle
ruhumuz dal taşak
belki de hiç doğru çekilmediği için unutulan fotoğraf
çerçevelere alerjisi olan bir komedyen
çekiyorum gülümseyelim şipşak
tesirli çikolatalar yendi o gece
transastik duygusal skalada seyretti ritim
çözdü tılsım tasmasını
ve ben bir gecelik bulutlara yerleştim
buruk telefon görüşmeleri karıştı fazladan münzeviliğime
sehpalar körelmiş sevdalarla örttü üstünü
bir kalkıp gelesim oldu sana
bir hareket etmek istemeyişim
savruldum ordan oraya
kapışılıyorum tedavülsüz
giderek benziyorum canavarıma
şiirin boynuna takılan lades kemiklerinden
bir kule, bir düş hayıfsız
konuşuyoruz bu kadar ama
aslında kumdan kale aşklarımız
Yiğit Ergün






Yorumlar